Monday, May 5, 2008

Gülemeyesice Pis İnekk!!!


Sevgili okuyucularım, ben bu yazımda sizlere memleketin başındaki 5 büyük illetten en dişlisi hakkında bir şeyler paylaşacağım. Şimdi nedir bu 5 büyük illet diye sorarsınız herhalde, bunlar; AKP, kuş gribi, fenerbahçe ( çok sevgili hocam lütfen kusura bakmayın:)), Emine Şenlikoğlu, ve ve ve en azılısı, hiç gitmeyecek olan, hortlayıp hortlayıp yine gelen, insanı müzikten ve üçgen peynirden soğutan, dünyaca ünlü fransız markası La Vache qui Rit...Evet sevgili okuyucularım 80'lerin çocukluğunu yiyen, bu okunamayan marka, gelecek parlak nesillerimize tekrardan göz dikti. Türkçesi gülen inek manasına geliyor (ve lavaş kiri diye söyleniyor) bu tellafuzu reklamı kadar kötü olan markanın. Bu adamlar üçgen peynir, erimiş peynir falan üretiyorlar (en azından Türkiye'de sadece bu ürünleri var). Reklamlarında bir dolu çocuk yuvarlanan dev üçgen peynir kutusu arkasından koşuşturuyor, hepsi de pek mutlu pek mesut, niye efendim, çünkü gülen inek yediler. Neyse, bu La Vache qui Rit, ülkemize 80'lerde, ithalatın serbest bırakılmasıyla girmiş, ve de ilk ithal edilen gıda ürünlerinden birisi olmuş. 80'lerdeki reklam şarkısı da bugünkü kadar iğrençmiş öğrendiğim kadarıyla (bir kuple yazayım hemen, lavaş kiri, lavaş kiri, yumuşacık kaymak gibi lavaş kiri). Sonrasında, sanıyorum birkaç vatansever ebeveyn bunun ülkemizdeki yöneticilerini, reklamcılarını falan kordondan doğru denize döküp de o nesli çok geç kalmadan kurtarmayı başardı (tabii ki 80 dönemi çocuklarının hiçbiri normal bireyler olmayı başaramadı, lakin hepten delirmekten yırttılar). Ben bu kadar sevmiyorum bu peyniri de dünya benimle aynı görüşte değil sanırsam, çünkü her 20 saniyede 10 milyondan fazla porsiyon La Vache qui Rit yeniyormuş (tabii bu yazıdan sonra herşey değişecek:)). İşin aslına gelince arkadaşlar, markanın verdiği mesaj çok hoş," bu peyniri yiyin, mutlu olun", hedef kitlelerini (çocuklar oluyor bu kitle) çok güzel seçmişler ve temayla birleştirmişler. Gördüğüm yorumlara göre gerçekten neşelendiriyor bu şey çocukları. İsim hariç herşey süper ki belki de "Gülen İnek" olarak geçecek marka ismi Türkiye'de. Kötü olan kısım, benim nefretim. Reklam müziği iğrenç!!!(Lavaş kiri, lavaş kiri, herpimizin çok sevdiği lavaş kiri). Neyse, bir kaç yorum okudum bu marka hakkında, ve üniversite öğrencileri ve de biraz daha geçkin kesim benim düşüncelerimi paylaşıyor. 80'lerde çocuk olup da reklamlarını hatırlayanlardan kimi hoş sevimli bir anı, kimi ise çocukluğunda bir kara leke olarak görüyor. Markanın çocuklar üzerindeki etkilerini maaleysef bilemiyorum, ama bir araştırma yapmayı çok isterdim. Tadını, tuzunu hiç sormayın, ürünlerini alıp adamları zengin edemem:). Neyse, hedef kitleleri benim gibi mi düşünüyor, yoksa masum çocuklarımız bu reklam oyununa kanacak mı, bunu zaman gösterecek. Gerçi malum, bunlar yüzsüz, yarın bir gün tekrardan çıkıp gelirler o öldürücü şarkılarıyla.Üşenmeyip, zahmet edip okuyan herkese çok teşekkürler...

1 comment:

Melike Demirbağ Kaplan said...

Hatta lavaş kiri değil, "yavaş gidin", ya da "yavaş girin" gibi iğrenç versiyonları da var o şarkının. 80lerde çocuktum da oradan biliyorum.

Şampiyonluk da sizin, ne alıp veremediğiniz var yahu Fenerle?